16 Ekim 2012 Salı

4 büyük yok 5 büyük var diyenlere "Dentsu"



Dentsu'da bu gruba Asya kıtasından katabileceğimiz bir şirket, Japonya merkezli Dentsu'nun geçmişi çok eskilere 1901 yılına kadar uzanıyor. Japonya'da ve Asya'da reklamcılık alanındaki bir çok ilki gerçekleştiren Dentsu Facebook ile ortak çalışmalarda yürütmektedir. Publicis yazımda bahsettiğim üzere bu şirketle de stratejik iş birliği içerisindedir. Dentsu son olarak Britanya merkezli Aegis şirketini 4.9 milyar dolara satın almıştır.

"Big Four" Publicis ve Interpublic

                                                     Publicis logo.svg

Publicis ise Fransa merkezli bir şirket, bu dört şirketin yapıları birbirlerine benzemektedir. Publicis'in bünyesindeki önemli ajanslar ise Leo Burnett, Saatchi and Saatchi ve Bartle Bogle Hegarty olarak sayılabilir. Dentsu ile stratejik iş birliği içerinde olan şirketin kuruluşu 1926 yılıdır.

                                                          IPG Logo.jpg

Interpublic'de Omnicom gibi Amerika merkezli bir şirket, şirketin bünyesindeki önemli ajanslar Mccann-Erickson, Lowe ve Draftfcb olarak sayılabilir. Mccann-Erickson'da meydana gelen finansal bir krizden dolayı grup zor bir dönem geçirse de yönetimlerde yapılan değişiklikler ve yenilenmeler, krizden belki de daha güçlü bir şirket olarak çıkmasına olanak sağlayabilir.

15 Ekim 2012 Pazartesi

"Big Four" Omnicom Group

Omnicom Group Logo.png
Omnicom Group, WPP'ye benzer bir yapıdadır ve Amerika merkezli bir şirkettir. Bünyesinde bulundurduğu en önemli reklam ajansları; BBDO, DDB ve TBWA'dir. Bu yazılarda şirketlerin genel hatlarıyla ilgili bilgiler verirken daha sonraki yazılarda bu 4 büyük şirketin bünyesinde bulunan dünyanın en büyük reklam ajanslarıyla ilgili daha ayrıntılı yazılar yazacağım. Şirket tarihindeki önemli alımlara bakacak olursak; 1986 yılında BBDO, DDB ve Needham Harper'in alımı, 1993 yılında TBWA'in alımı ve 1995 yılında Chiat/Day'in alımı sayılabilir.

14 Ekim 2012 Pazar

"Big Four" İlk olarak WPP

 Bünyelerinde çok sayıda reklam ajansı, pazarlama ve halkla ilişkiler şirketi barındıran 4 büyük şirketten bahsetmek istiyorum. Bu şirketler WPP, Omnicom, Interpublic ve Publicis.

WPP Group.svgWPP'den başlayalım. Esasında WPP'nin açılımı Wire and Plastic Products,İnglitere doğumlu şirket 1971 yılında kurulduğunda plastik alışveriş sepetlerinin üretimini yapıyormuş. 1977-1985 arasında Saatchi and Saatchi reklam ajansının Finans direktörlüğünü yapan Martin Sorrell 1985 yılında 676.000 dolar karşılığında şirketin hisselerini alınca şirketin kaderi değişmiş. İngiltere ve dünyada çok sayıda küçüklü büyüklü ajansı ve pazarlama şirketini bünyesine katan WPP'nin en önemli satın almaları ise; 1987 yılında 566 milyon dolara J. Walter Thompson( JWT ve başka bir kaç şirket), 1989 yılında Ogilvy Group'u 864 milyon dolar karşılığında alması, 2001 yılında ise reklam sektöründe o zamana kadar ki en büyük satın alma olan Young and Rubicam'ı 5.7 milyar dolar karşılığında satın almasıdır. 2008 senesinde ise Pazar Araştırma firması olan Taylor Nelson Sofres'i 1.6 milyar sterlin karşılığında satın almıştır. Pazar araştırması ve reklamcılık arasında ( her ne kadar ben çok doğru bulmasam da) bulunan bağ düşünüldüğünde önemli bir hamledir. Şirketin bünyesindeki bütün şirket isimlerini buraya yazmaya kalksam yerim yetmez, çalışan sayısı ve diğer ekonomik verilere pek girmeyeceğim ama incelerseniz sektörün büyüklüğünü daha kolay değerlendirebilirsiniz.
 

13 Ekim 2012 Cumartesi

Reklamlarda Pepsi ve Coca-Cola savaşı

Pepsi ve Coca-Cola arasındaki rekabet hepimizin malumu, tabi Coca-Cola yıllardır liderliği elinden bırakmıyor. Pepsi'nin bu rekabet sonucu hazırladığı(hazırlattığı) gerçekten çok zekice ve esprili reklamları var. Bu reklamların çoğu (belki de hepsi) Coca-Cola'dan dolayı yayınlanamamıştır. Fakat internet üzerinden oldukça fazla seyredildiği görülüyor. Pepsi bu rekabette öne geçebilmek için her zaman çok büyük yatırımlar yapmıştır. Pepsi reklamlarında her zaman en büyük yıldızlar oynamıştır. Michael Jackson'ın oynadığı reklam filmi çok önemlidir. Dediğim gibi her zaman içinde bulunulan dönemin en ünlü sanatçıları ve futbolcuları bu reklam filmlerinde oynamışlardır. Coca-Cola reklam filmlerinde ünlüleri pek fazla kullanmadı onların stratejisi daha duygusal reklamlar olmuştur. Son yıllarda çoğu büyük şirket gibi bu iki şirket de reklamlarında ve pazarlama faaliyetlerinde yerel düşünmüş ve tutundurma faaliyetlerini bu doğrultuda gerçekleştirmiştir. Ramazan sofralarının reklamlarda yer alması, ulusal ünlülerin reklamlarda kullanılması, yerel motiflerden faydalanılması  gibi hamleler yapılmış ve bunlar her geçen dönemde artarak devam etmektedir.
Bu iki dünya devi ile ilgili rekabetin çok kızgın olduğu yılları anlatan "Kola savaşı nasıl kazanıldı" isminde bir kitap var. Kitabı Pepsi'nin o dönem ki başkanı Roger Enrico yazmış, yeni basımı var mı bilmiyorum. Benim elimde eski bir basımı var ve ilginizi çekerse sahaflardan bulabilirsiniz diye düşünüyorum.







İlk modern reklam ajansı "JWT"


     Reklamcılıktan bahsedince ilk modern reklam ajansından bahsetmeden olmaz. JWT dünyanın en büyük reklam ajanslarından biridir. 1864 yılında William James Carlton tarafından kurulmakla beraber, 1877 yılında James Walter Thompson şirkete kendi adını vermiştir. 1987 yılında WPP Group bünyesine katılan şirket 2005 yılından itibaren JWT ismini kullanmaya başlamıştır.
 Başardığı ilklerden bazıları;
İlk tam hizmet reklam ajansı
İlk uluslararası network(1899 Londra)
İlk testimonal reklam(Pond’s krem 1925)
İlk TV reklamı(1939)
Müşteri planlamasını geliştiren ilk ajans(1968)
       Ülkemizde reklamcılığın babası olarak kabul edilen Eli Acıman'ın kurduğu ve Türkiye'nin en önemli reklamcılarının yetiştiği bir okul olarak görebileceğimiz Manajans ortaklığı ile Türkiye pazarına giren JWT ülkemizde faaliyetini sürdürmektedir.

12 Ekim 2012 Cuma

David Ogilvy



Reklamcılık tarihinde çok önemli yer tutan kişilerden biri de David Ogilvy'dir. 1911 yılında İngiltere'de doğan Ogilvy daha sonra Fransa'ya giderek burada bir restoranda çalışmaya başladı. Daha sonra Aga marka kuzineleri satmak için İngiltere'ye döndü. Firma daha sonra ondan satışçılar için bir klavuz yazmasını istedi. Yazdığı kılavuz beğenildi ve o sırada Mather&Crowther reklam ajansında çalışan abisinin yardımıyla bu ajansa girdi ve daha sonra ajans kendisi araştırmalar yapmak üzere New York'a gönderdi. Bir süre sonra kendi ajansını kurmaya karar verdi ve bazı İngiliz ajanslarının desteği ile kendi ajansını kurdu. Ogilvy İngiliz aksanının Amerika'da çok işine yaradığını söylüyor. Daha sonra kendisini üne kavuşturan iki reklamı hazırladı. Birisi Hathaway gömlekleri için hazırladığı reklam kampanyası diğeri de Schweppes için hazırladığı reklam kampanyasıdır. Bu reklamlarda kullanılan Başlık büyük görsel ve altta metin olan düzen daha sonra VW'nin reklamlarında kullanıldığında Bernbach'ın önce biraz sinirlendiği söylenir. Bu reklamlardaki oyun, dikkat çekici resimler ile reklama dikkat çekmek daha sonra da merak ederek alttaki metni okutmaktır.


11 Ekim 2012 Perşembe

Alex Bogusky'den bir yazı


Kreatif direktörler profesyonel delilik işindeler
Öncelikle kreatif direktör olmayı sevdiğimi söylemek istiyorum. Çoğu zaman belki de dünyanın en iyi işine sahip olduğumu düşünüyorum.
Bunu söyleyerek başlıyorum çünkü yazdıklarımın bir çoğu, okuyuculara sanki çok zor bir durumu veya zorluğu tarif ediyormuşum gibi gelecek. Ve tahminime göre çoğu insana delilik bir zorluk gibi gelebilir, ama biz kreatif direktörler normal değiliz hem de bir parçacık bile. Normal olduğunuzu hayal edebilirsiniz. Biliyorum çünkü yaptım. Çok uzun yıllar boyunca kendimi çok normal olarak tanımlamama rağmen kendimi pek ikna edemedim.
Kreatif direktörlere deli olmaları için para ödenir. Bir çeşit profesyonel şizofreni. Profesyonel delilik ve amatör delilik arasında çok büyük bir ayrım vardır. Profesyoneller amatörlerden çok daha iyi ücretler alıyorlar ama arada başka ayrımlarda var. Aksi halde kreatif direktör bulmak için bütün klinikleri dolaşmanız yeterli olurdu. Fakat bir çok finansçının düşüncesinin aksine bu aslında işe yaramaz. Bir profesyonelle amatör arasındaki fark deliliği açıp kapayabilme özelliğidir. Aslında çoğunlukla kapatmaktır. Açma işlemi çoğunlukla otomatik olarak başka insanlar sayesinde gerçekleşiyor.
Çoğu reklam yazarı ve art direktör olan bir sürü insanın sizin onların fikirleri hakkında düşünmenize ihtiyacı var. Bir sürü fikirleri var ve hepsini de beğeniyorlar. Kendi fikirleri üzerinde ısrar ediyorlar ve kafanız bu fikirlerle doluyor. Eğer gerçekten yoğunsanız ve ajansa bir sürü iş geliyorsa, o haftayı kendinize ait tek bir düşünceniz olmadan geçirebilirsiniz.
Aslında bu düşünmediğiniz anlamına gelmez,düşünürsünüz ama kendi kafanızda oluşmayan fikirler hakkında düşünürsünüz. Belki de beyninizin sahip bile olamayacağı garip ve muhteşem fikirler kendileriyle taban tabana zıt yüzlerce fikirle birlikte barınmak zorunda. Tabi ki kafanızın içinde süren bu savaşta sizin düşünceleriniz her iki tarafında yanında olabilir.
Şimdi eğer bu düşünme işlemini yapacak kadar bol vaktiniz olduysa bu pek delilik olmayabilir. Bu felsefe gibi çok daha yüce terimlerle tarif edilebilir. Ve ben aslında bütün iyi pazarlama ve markalama faaliyetlerinin felsefe olduğuna inanıyorum. Bir felsefe yarat ve onu ifade et. Ama bu kesinlikle hafif bir felsefe. Kafanda 15 dakikadan daha fazla yer almayan her düşünce ve kafanda aynı miktarda önem taşıyan her düşünce ile birlikte düşünce süreci daha çok şizofreniye benziyor.
Sizin kendi fikirleriniz olması gerekmez. Zamanla fikirlerinizi azaltmayı öğreniyorsunuz. Aksi halde bu durum çalışanlarınız için hiç de adil olmaz. Siz art direktörleriniz ve yazarlarınızla yarışmıyorsunuz. Siz onların fikirlerini geliştirmelisiniz .Bu yüzden eğer orijinal bir fikriniz varsa (ki bu olur) iyisi mi onu başkasına verin ki o da eğip büküp size geri versin.
Aslında sıradan bir psikozlu hastanın anlatabileceğinden fazla bir şey anlatmadım. Ama işte şimdi profesyonel kısım geliyor. Şimdi bütün bu sesleri alıyorsunuz ve hepsini bir tanenin içine sığdırıyorsunuz. Bazıları gitmek,bazıları katılmak,bazıları da zamanı gelinceye dek beklemek zorunda.
Ve bunların hepsini tamamladığınızda bütün bu deliliği,birisinin sahip olabileceği en harika fikirmiş gibi müşteriye sunmanız gerekiyor.

Neil French


Gerçekten çok önemli bir reklam yazarı, inanılmaz bir deha. Britanya'lı bir reklam yazarı ve üst düzey yönetici olan Neil French, Singapur'da bulunan The Ball Partnership'e katılması ile birlikte Asya reklam dünyasında bir devrim gerçekleştirmiştir. Chivas Regal, Kaminomoto ve özellikle gerçekte var olmayan bir ürün olan XO Beer için yaptığı kampanyalar dünyanın her köşesindeki reklamcılık okullarında vaka analizlerinde kullanılmaktadır. XO beer için yaptığı kampanya ile bir çok ödül ve başarı kazandıysa da, uydurma reklamların( scam ads ) ortaya çıkıp yayılmasında etkili olduğu için eleştirilere maruz kalmıştır.
Neil French, WPP plc gibi bünyesinde Grey, Y&R, JWT, Ogilvy vb. çok sayıda önemli reklam ve halkla ilişkiler şirketini barındıran bir şirketin Dünya genelindeki Kreatif direktörü iken 2005 yılında Toronto'da bir konferansta kadınların reklamcı olmalarıyla ilgili söylediklerinden ve bunun üzerine yaşanan tartışmalardan sonra8farklı başka sebeplerde olabilir) bir reklamcının gelebileceği en yüksek mevkiyi bırakarak Singapur'a gitmiştir. Amerika ve Avrupa reklamcılığı adına büyük bir kayıp olmakla beraber Asya reklamcılığını baştan aşağıya değiştirmesiyle Global reklamcılık tarihinde kendine sağlam bir yer edinmiştir.
Neil French'in yazdığı "Sorry for the Lobsters" isimli kitaba önsöz yazan Indra Sinha'nın anlattığına göre, Singapur'da düzenlenen bir reklam yarışmasında jüri kazanan reklamları seçmiş ve 5 altından 3, 23 gümüşten 19 ve 45 bronz ödülden 30 tanesini Neil French'in kazandığını görmüşler, dağılımın biraz daha dengelenebilmesi adına tekrar bir değerlendirme yapmışlar fakat değişen bir şey olmamış. Neil French'in Asya ve Dünya reklamına kattıkları ve etkisi gerçekten muazzam.
Neil French'in meslek ve özel hayatını anlattığı bu kitap gerçekten çok etkileyici gibi fakat elde etmesi zor. Bir şekilde ulaşabilirsem sizinle ilerde kitaptan notlar paylaşmak isterim.

9 Ekim 2012 Salı

Absolut magnetism



Fazla söze gerek yok, TBWA New York'tan harika bir reklam. Basın ilanları hazırlamak, özellikle dergiler için reklam hazırlamak oldukça zor bir iştir. Dergi okurken reklamların olduğu sayfa gelince markaya dikkat etmeksizin resme bakar geçeriz. Ama bu reklam sayesinde okuyucu dergiyi okuyup bir kenara bıraktıktan sonra aklında kalan sayılı şeyden birisi Absolut Vodka olacaktır. Absolut Vodka'nın bir mıknatıs gibi yan sayfadaki yazıları çekmesi gerçekten müthiş bir fikir. Dergiler hedef kitlenize ulaşmanızda daha etkili bir mecra olduğundan dolayı bu mecralar için hazırlanacak basın ilanları daha farklı bir düsturla hazırlanmalıdır diye düşünüyorum. Günde 600.000 kişinin okuduğu bir gazeteye verdiğiniz basın ilanı ile ayda 10.000 kişinin okuduğu bir dergi için hazırladığınız reklam aynı olmamalıdır.

Think different

"Think different" bu kalıp bazı çok önemli dil bilimcilerine göre yanlış "Think differently" olması gerekir diyorlar ama tıpkı bu reklamın anlattığı gibi kalıplar her zaman bozulabilir. Bu reklam kampanyası Apple'ın "1984" reklamı ile birlikte en önemli reklamıdır. Reklamı 1997 yılında yapan ajans TBWA/Chiat/Day. Tabii bu reklam ticari açıdan çok daha başarılı olmuştur bence, gerçekten çok ilham verici ve insanı harekete geçiren bir reklam, aşağıya reklamın metnini de ekliyorum. Reklamı seslendiren Richard Dreyfuss, görünenlerde sırayla;  Albert EinsteinBob DylanMartin Luther King, Jr.Richard BransonJohn Lennon (with Yoko Ono),Buckminster FullerThomas EdisonMuhammad AliTed TurnerMaria CallasMahatma GandhiAmelia EarhartAlfred HitchcockMartha GrahamJim Henson (with Kermit the Frog), Frank Lloyd Wright and Pablo Picasso

Here’s to the crazy ones. The misfits. The rebels. The troublemakers. The round pegs in the square holes.
The ones who see things differently. They’re not fond of rules. And they have no respect for the status quo. You can quote them, disagree with them, glorify or vilify them.
About the only thing you can’t do is ignore them. Because they change things. They invent. They imagine. They heal. They explore. They create. They inspire. They push the human race forward.
Maybe they have to be crazy.
How else can you stare at an empty canvas and see a work of art? Or sit in silence and hear a song that’s never been written? Or gaze at a red planet and see a laboratory on wheels?
We make tools for these kinds of people.
While some see them as the crazy ones, we see genius. Because the people who are crazy enough to think they can change the world, are the ones who do.

Kısa versiyonunun Türkçe çevirisini eklemek istedim.

Deliler, bu sizin için.

Ötekiler

asiler

çıkıntılar

kalıplara uymayanlar

dünyayı başka türlü görenler

onlar kurallardan hoşlanmazlar ve statükoya saygıları yoktur

Onların ağzıyla konuşabilirsiniz

onlara karşı çıkabilirsiniz

övebilir ya da sövebilirsiniz

Ama onları görmezden gelemezsiniz

çünkü onlar bir şeyleri değiştirirler

İnsan ırkını ileriye taşırlar.

Bazıları onlara deli gözüyle baksa da

biz dehayı görüyoruz.

Çünkü dünyayı değiştirenler

onu değiştirebileceklerini düşünecek kadar deli olanlardır.


Farklı düşün.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Guinness reklamları





Guinness reklamlarından bahsetmeye başlamışken genel bir toparlama iyi olacak. Bir önceki yazıda bahsettiğim noitulovE  "Good things come to those who wait" başlığı altında çekilen 5 reklam filminden sonuncusudur. 1. film "Swimblack", 2. film "Surfer", 3. film "Bet on black" ve 4. film ise "Dreamer" reklam filmidir. Bu beş reklam filmini de seyretmenizi tavsiye ederim. Gerçekten çok kaliteli yapımlardır. Tabii bunlar Guinness'in yakın dönem etkileyici reklam filmleri, bir önceki ajansı olan Ogilvy&Mather'ın klasikleşmiş Guinness reklamları var. Lafın özü Youtube'a girip Guinness ads yazıp karşınıza çıkan reklamları izlemenizi tavsiye ediyorum.

Guinness noitulovE


Abbott Mead Vickers BBDO, Guinness ile 1996 yılında çalışmaya başladı ve bu tarihten itibaren gerçekten çok etkileyici reklamlara imza attılar, kampanya "Good things come to those who wait" başlığı etrafında şekillendi. Bu serinin beşinci reklamı ise noitulovE (Evolution) oldu. Gelmiş geçmiş en büyük bütçeli reklam filmlerinden biri ve 2006 yılında alınmadık ödül bırakmadı.

David Abbott


















Bu yazıda biraz David Abbott ve reklamlarından bahsedeceğim. 1938 yılında doğan britanya'lı David Abbott Abbott Mead Vickers BBDO'nun kurucusudur. Economist için hazırladığı reklamlar Volvo'nun güvenliğini vurgulayan pamuğa sarılı adam reklamı ve favorim olan üstteki Chivas Regal reklamı bile önünde saygıyla eğilmenizi sağlayacak niteliktedir. Babalar günü için hazırlanmış bu reklam gerçekten reklamcılığın sanata dönüştüğü işlerden biri, bu tabi benim kendi düşüncem ama şu metni okuyup da duygulanmayan insana zor rastlanır. Okuyanların çoğunun İngilizce bildiğini sanıyorum ama bilmeyenler için de bu metni en kısa zaman da Türkçe'ye çevirip buradan paylaşacağım. Bu reklam ürüne inanılmaz bir değer katmış.

VW'dan bahsetmişken

VW reklamlarından bu kadar bahsetmişken olaya sadece reklamların içeriği ve güzelliği noktasından bakmak yetersiz kalır. Her dönemi kendi koşulları içerisinde ele almak gerekir, şu an ki koşullar ile bu reklamları incelemek yanlış olur. Bu reklamların yayınlandığı yıllarda 2. Dünya savaşının etkisinin hala geçmediği, savaşı görmüş ve bizzat katılmış olan neslin tüketicinin büyük kısmını oluşturduğu düşünüldüğünde, VW gibi Nazi Partisi tarafından üretimine başlanan ve savaşta etkin bir şekilde kullanılmış bir aracın Amerikan halkı gözündeki imajını tahmin edersiniz. Elbette ön yargıları kırmak bir reklamcının başa çıkması gereken en büyük problemlerden biridir. Belki de Beetle'in ismiyle ve dizaynıyla şirin ve sempatik olması bu ön yargının kırılmasında etkili olmuştur. Başka bir isimle ve başka bir modelde araçla ABD pazarına girilmek istense bu müthiş reklamlarla bile olsa başarılı olmama ihtimali yüksek olurdu.
Bu reklamları değerlendirirken bunları da göz önünde bulundurmak gerekli diye düşünüyorum.